25 Mayıs 2012 Cuma

Ben Süper Kahramanım!


            Ben yaklaşık 6-7 yaşlarında iken, her küçük çocuk gibi süper kahramanlara ilgim büyüktü. Bu ilgimin yanına hudutsuz hayâl gücüm de eklenince kendimi, evin koridorunda oradan oraya koştururken buldum. Her süper kahramanda olduğu gibi benim de cafcaflı bir kıyafetim vardı: altımda mavi çizme, slip don-atlet ve boynuma doladığım, pelerin maiyetinde bir yorgan.
            Koşarken iki elimi yumruk yapıp yukarı doğru açılı tutunca uçuyordum. Evet, uçmak o zamanlar bu kadar kolay idi. Koşarken arada bir sekiyor, uçma hızıma hız katıyordum. Kimi zaman ben yanından geçerken yere düşmüş bir montu yerden büyük bir güçlükle ve anlamını bile bilemediğim “gama ışınları” gücümü kullanarak kaldırıyor, kimi zaman da yok edici asit rüzgârlarına karşı koyuyordum.
            Bir akşam, karnımı doyurduktan sonra –aç karınla süper kahraman olunmuyor tabi- slip-donlu yorganlı süper kahraman kıyafetimi üstüme giyip yeni maceralara atıldım. Bir oraya bir buraya koşuyor, şehir yaptığım halının desenlerine keskin bakışlar atıyordum. Bu sırada yolum mutfağa vardı ve ağabeyimle karşılaştım, yemek yiyordu. –Kendisi o zamanlar 10-11 yaşlarında idi.- Masadan kaldırdığı kolum kalınlığında, koyu yeşil bir biberi bana doğru uzatarak; “Bunu al! Eğer bunu bir seferde yersen “sınırsız güçlerin” olur.” Dedi. “Sınırsız Güç” bir süper kahramanın erişebileceği en büyük mertebedir. İnsanoğlunun doyumsuzluğu işte; o kadar gücün olmasına rağmen hâlâ “sınırsız güç” peşinde koşuyor.
            Ağabeyimin bu dediği karşısında uçmayı bıraktım, yere kondum. Bir gerçeklik duruyordu karşımda. Sınırsız güçlere ulaşmak bu biberden geçiyordu. Biberin arkasında duran ağabeyime baktım, emin bir eda ile bana bakıyor, elindeki biberi sıkı sıkı tutuyordu. “Hadi al lan!” dedi.
            Uçabilmeme rağmen o belanın tam ortasına düşmüştüm. Oradan uçup gitmeliydim en başından. Bir hışımla biberi elinden aldım “shı” sesli bir gülüş atarak “Bu ne ki! Ben bunu yakıcı ışınlarımla bir seferde yer bitiririm.” Dedim ve biberin çeyrek kısmını ısırdım.
            Yakıcı ışınlarım mı?

           *    *    *

           Hatırlamıyorum. Gerçekten. Yani, elimi yumruk yapıp uçacaktım o ısırığı aldıktan sonra ama ellerimin yumruk olmadığını hatırlıyorum.
            Daha sonra, hayâl meyâl ailemin domateslerle, sularla sınırsız güçlere sahip olmama seferber olduklarını hatırlıyorum.
            İşte ben o akşam süper kahraman olmanın sadece seçilmiş kişilere mahsus olduğunu anladım ve elbise askısından yaptığım direksiyonla evin içerisinde araba sürdüm. Yani daha naif işler. Anlamını bilmediğim gama ışınları yok, sınırsız güç düşkünlüğü yok ve en iyisi slip-don yok.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder