Hani sana demiştim
ya;
Sen yürüyorsun,
Ben yürüyorum,
Aramızda yollar,deniz,
seni bana getiren vapurlar.
seni bana getiren vapurlar.
Şimdi
anlıyorum; ‘özgür’ olmak neden kuşların kanatlarındadır;
İnsana bir çift kanat verilse; ilk fırsatta uçar gider, sevdiğinin yanına. Özgürlük; bir de budur aslında.
İnsana bir çift kanat verilse; ilk fırsatta uçar gider, sevdiğinin yanına. Özgürlük; bir de budur aslında.
İstediğin
an, istediğin vakit ulaşabilmek sevdiğine.
Ve
ben, şimdi çok daha imreniyorum bu martılara. İstedikleri zaman uçabilirler sevdiklerinin yanına. Hem ‘özgür’ hem ‘beyaz’…
Ama, onlar…sevebilirler
mi bu kadar? Görmek isterler mi sevdiğini, bu denli iştahla?
Yollar;
öyle bir yere çıkarır ki seni; bu yerde ‘ilk’ defa, gerçekten sarıldığını hissedersin. İçten bir sarılma, ulaşamayan iki kalbi birbirine, dokunacak kadar
yaklaştırır.
Ama ben, şimdi, kırgınım bu yollara, vapurlara… Ne seni bana ulaştırıyorlar,
ansızın; ne ben sana ulaşabiliyorum. Onlar ise, her şeye rağmen umarsız…
Ama
onlar, bir çok sevgiliyi kavuşturuyor; sessiz sedasız…bu ben olmasam da...
Ben
mi ne yapıyorum?
İzliyorum…
Yolları, vapurları…
İzliyorum…
Ve biliyorum;
Bir gün seni de bana getirecekler.
Bekliyorum…
Ulaşacağım;
Bekliyorum...
Ve biliyorum;
Bir gün seni de bana getirecekler.
Bekliyorum…
Ulaşacağım;
Bekliyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder