5 Ekim 2013 Cumartesi

Hayal Gibi

            Rengârenk, koca bir gül bahçesinin içinden geçiyoruz. Atmosfere aldanıp her şeyin güzel olmasını bekliyoruz. Öyle ya, her tarafımız rengârenk… Dizlerimiz yara içinde, kollarımız çizilmiş… Koca, dikenli bir gül bahçesinin tam ortasından geçiyoruz, etrafımız rengârenk. O kadar güzel ki her şey, sanki hayal gibi…
            Ama anlatmıyoruz. Her tarafımız yara bere içerisinde olsa da, parmaklarımızın boğumlarında kurumuş kan kalsa da…anlatmıyoruz, görmezden geliyoruz. Çünkü burada her şey o kadar güzel ki, hayal gibi…
            Muhabbet kuşları ötüyor, ince uzun dalların üzerinde. Dünyadaki en güzel şarkıyı söylüyor gibiler. Biz, birbirimize sevgi sözcükleri fısıldarken, onlar ötüyor…birbirimizi duyamayacak kadar…onları duymamazlıktan geleceğimiz kadar…
            Durmadan yürüyoruz. Bu rengârenk bahçede kayboluyoruz adeta. En dibine… Rengârenk, en karanlık yerine doğru…
            Şimdi daha da sıkı tut ellerimden. Adım adım keşfedelim bu rengârenk bahçeyi. Uçsuz bucaksız, sonu olmayan…hayal gibi. Daha da sıkı tut ellerimden; seni tüm bu güzelliklerin çirkinliğinden geçireceğim. Miden bulanacak, damağında şekerli bir tatla…

            Daha…daha da sıkı tut ellerimden! Her şey o kadar güzel ki...tıpkı hayallerimiz gibi; rengârenk ve sonu olmayan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder