2 Aralık 2011 Cuma

Kırmızı Kurdeleli, Saman Yapraklı Defter


      Ben hayallerimi, alevlerin içerisinde saniye saniye kül olan saman yapraklı defterin en güzel köşelerine işledim. Üç tutam saç parçasını birbirleri üzerine atarak çıkan örgü misali, her bir hayalimi diğerinin üzerine geçirerek birbirine bağladım.  Ucuna da ufak, kırmızı bir kurdele iliştirdim. Hayallerimin mührü niteliğinde, zamanı gelince açılacak kırmızı kurdeleli, saman yapraklı defter.
            Beklediğim o zamanın hiçbir zaman gelmeyeceğini tahmin etmek zor olurdu benim için. Çünkü gözler, her zaman güzel olanı görmek ister. Kötü kokuların tüm yüz kaslarını germesi gibi... Gözler her zaman, güzelin arkasında duran çirkinliği fark edemiyor. Akıl her zaman, her güzelin er geç güzelliğinin son bulacağını algılayamıyor. Ölebilmek için, her türlü kötü duyguyu barındıran bu dünyada, bu zamana kadar yaşadığımızı sürekli unutmamız, acizliğimizin minik kırmızı kurdelesi anlamında.
            Şimdi hayallerimin sıcaklığı, avuçlarımın içine vuruyor. Saman yapraklı, kırmızı kurdeleli defterimin üzerinde parlayan alevler, göz bebeklerim içerisinde de parıldıyor. “Gözlerimin dolması, hayallerimin karşımda yanıyor olması değil, alevlerin üflediği sıcaklıktır” desem de kendime,  derinliklerimde bir şeyleri kandıramıyorum.
            Düşlediğim her hayalin ayrı bir tebessüm izi vardı yüzümde. Avuçlarıma gelecek olanlar, hayallerimin somut kanıtları olacaktı. Fakat şimdi avuçlarım, hayallerimin ateşiyle ısınıyor. Yüzümde, düşlerimin güzelliğinden kalma tebessüm izleri, hayallerimin alevinde belirginleşiyor.
            Tüm hayallerimden öğrendiğim o kelime, cılız sesle kulaklarımda yankı buluyor:
            “Bazen, yalnızca gidebilmek için geleceksin.”



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder