Yani öyle
çok fazla şeye de ihtiyaç duymazsın. –duymamalısındır da—Kimi zaman bir kâse
kuru üzüm ve bira, her şeyi açıklığa kavuşturabilir hayatında. Kimi zaman
birkaç bardak sert içki...
Kimi zaman
önüne koyulan bir kağıt ve bir kalem açıklar sana her şeyi. Kimi zaman da
kalemine mürekkep doldururken fark edersin.
Ama sen
sosyal biriysen eğer, bir arkadaşınla konuşurken açıklanır her şey. O bir espri
yapar, güler, sen gülersin, o güler, sen bir an gülemezsin, o gülmeye devam
eder.
Sosyal
birisin, anlatırsın neyin varsa arkadaşına, can kulağıyla dinler seni. Dinler,
dinler ve dinler... Yalnızca birkaç dakika sonra kulağın can’ı gider kulak
memesi kalır. Anlatırsın, karşında sallanır.
Sosyal
paylaşımsal biriysen, bir fotoğraf açıklar sana her şeyi. Oraya buraya
koyamazsın, baktıkça canın acır.
Açıklığa
kavuşursa şey, canını acıtır. Bu yüzden hep kapalı tutarsın. Fakat insan,
topallamasını asla gizleyemez. Geçmişini unutsan da vücudun, çocukluk
yaralarını barındırır.
Ama yok, ben yapamam dersen, gözlerini
kapatırsan neye yarar; sen karanlıktan da korkuyorsun. Sen kendinden korksan
da, onlar için aynaya bakıyorsun.
Boş verelim
şimdi bunları. Canımızı sıkmaya hiç gerek yok değil mi? Haydi, bir kız arkadaş
yapalım kendimize, şöyle allı pullu, alımlı, çalımlı... Ne? Olmaz mı? Bir
önceki de seni aldattı demek. Neyse, bunları da boş verelim kardeşim. Şuradan
bir bira açalım, bir kâse de kuru üzüm. Otur bakalım, her şey açıklığa
kavuşacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder