18 Kasım 2013 Pazartesi

Gitmek ile Dönmek

           Uzun, gece yolculuğunun dönüşündeki huzur bu bedenimi kaplayan. Manasızca oluşan bir boşluğu dolduramayacak kadar cılız, uçucu… Hiç söylenmemiş birkaç kuple sözün, söylenmişçesine yüreğinde bıraktığı o iz… Anlamından şaşmış ya da bir çoğu anlamını yitirmiş kelimelerin. Yarı aralık duran camdan soğuk rüzgar esiyor boynuma. Üşüyorum. İki hareket yapıp camı kapatamayacak kadar korkak oluşum, yorgunluğun dibinde zehirli bir yılan misali duruyor, tıslıyor. Rüzgarın uğultusu var kulaklarımda. Gözlerimi hafif aralamış, geride kaybolan kırmızılı, sarılı, beyazlı ışık hüzmelerini takip ediyorum.
            Gidiş yolunun, dönüş yolu ile kesiştiği tam o yerde bulunuyorum. Yani gitmek ile dönmek. Hep karanlık halini gördüğüm o ‘mola’ yerinin çevresini, küçükken uyuyakaldığın için sonunu öğrenemediğim masallar gibi merak ediyorum. Sanki keşfedilse, hiçbir anlamı kalmayacakmış gibi… Masal, gerçekçi görünecek. Bir o kadar kopuk, kısa cümlelerle… Bir iki parça lokma atarken, etrafımda hep aynı yüzleri görüyorum. Yada aynı mimiksiz ifadeler… Gidecek hiçbir yeri olmayan ben, ‘gitmek’ ile ‘dönmek’ arasında karnımı doyuruyorum. Umursamaz gözüksem de, umursamaz gözükse de bu kadar insan, aklındaki düşüncelerden yollar yapıyor, içlerinde kayboluyorlar, kayboluyorum. Aklımda hep ‘hiçbir şeyi kaçırmama’ telaşı var. Vaktinde… Vakti geldiğinde… Öyle bir telaş ki bu bedeni saran, hedeflerine önüne hedef, bitiş çizgisinin ilerisine bir çizgi daha çekiyor. Şimdi ise ben, tam ortada, karnımı doyuruyorum.
            Ucuz, sıcak su tadı ağır basan o kahvelerden bir tane daha içeceğim. Buraya veda ediyormuşum gibi hissediyorum. Kalmak isterken, kayboluyorum. Karanlıkta, parıltılı ışıklar vuran insanların yüzüne bir kez daha bakacağım. Seviyorum bu duyguyu. Bana çöküşün soğukluğunu hissettiriyor. “Soğuk, insana yaşadığını hissettirir.”
            Yola devam etmem gerektiği, yapış yapış olmuş fayanslarda yankılanıyor. Yoğun yemek kokusunun arasından soğuk hava tekrar yüzüme vuruyor.
Gidiyor muyum, dönüyor muyum?
            Geride kalan kırmızılı, sarılı, beyazlı ışıklar gibiyim… Göz kamaştırırken, karanlıkta yok oluyorum. İçimde manasız bir huzur…Anlamını kaybetmiş cümleler… Yüzüm bana çöküşümün soğukluğunu hissettiriyor. Gitmek ile Dönmek… Tam ortasındayım. İki tarafa doğru da bir eğilim var. ‘Giderken dönüyorum. Dönerken de gidiyor.’ Tek yapmam gereken doğru taraftan bakmak. Doğru tarafa doğru bakmak ve adına bir eylem koymak. Şuan sadece, kalıyorum. Tam ortasında… ‘Mola’ yerinde… Masalın uyuduğum kısmında… yarı açık camın yanı başında.

            

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder